Birinci Kişi: Sabah kalkar. Evini yatağını hızlıca toplar, varsa çocuklarını okula gönderir. yaşı küçük olan varsa bu sırada kahvaltıda yeterince beslenmeleri için gerekli gördüğü her şeyi hazırlar. Hızlıca giyinir, saçını yapar, makyaj olarak hiç değilse bir rujunu sürer. Sanki böyle daha canlı görünüyordur. Kalktığı hızla evi terk eder. İşine giderken yol boyunca bütün günü planlar. Hatta akşam ne pişireceğini veya eve dönerken alması gerekenlerin listesini de kafasında hazırlamıştır.
Mesleğine göre ya masa başına ya da makine başına geçer. Mesai saati sonuna kadar -ki güzel yurdumda bu mesai saati denilen şey genelde başlangıcı belli, sonu belirsiz olan bir kavramdır- mesleği neyi gerektiriyorsa yapar. Bu sırada ailesinde aranıp hatırı sorulması gereken kişileri de ihmal etmez. Okuldan bir telefon alırsa ona da cevap bulur veya çözülmesi gereken bir şey varsa halleder. Mesai saati demeyelim de iş bitiminde aynı performansla eve dönüş yolundadır. Alış-verişini de eve varana kadar tamamlar. Kapıdan girdiğinde çantayı bir kenara koyup mutfak mesaisine başlar.
O sırada evde olan ya da kendisinden sonra gelen herkesin gününün nasıl geçtiğini dinler. Onu kimse durduramaz çünkü bir kaç işi bir arada yapmaya hem alışkın hem yatkındır. Yemek genelde herkesin bir arada olduğu tek zaman dilimidir. Karnı doyan, eline sağlık diyen, bir öpücük konduran kalkar masadan. E bizim Birinci Kişinin işi bitti mi? Hayır. Masa, mutfak toplanır, malzeme varsa ertesi günün yemekleri ayarlanır, yoksa planı yapılır, arkadaş, akraba davetliyse onlara ikramlar hazırlanır. Son olarak biraz televizyona bakayım dediğinde uykusunun da geldiğini fark eder. Şayet koltukta uyuyup kalmadıysa “Ben yatıyorum.” dediğinden en az yarım saat sonra yataktadır.
Çünkü bu sırada ya makineye çamaşır atmayı unuttuğunu hatırlar ya çamaşırları toplamayı atlamıştır ya da ertesi güne giyinmek için ütülenecek bir şey vardır. Eh bir makyajımı sileyim diye banyoya girmişken lavabo da temizlense sanki fena olmayacaktır. Erken başlayacak bir güne hazır olmak için artık uyuyabilir.
İkinci Kişi: Sabah kalkar. Nadiren kendi hazırladığı kahvaltı sofrasına oturur veya kahvaltı yapmadan hazırlanıp evden çıkar. Tüm gün işinin başındadır. Mesleğine göre dükkanında, masa başında veya makine başındadır “O” da. İşi bittiğinde şayet dışarıda “takılmayacak ise” eve döner. Genel olarak kurulu masaya teşrif eder. Masada unutulmuş şeyler varsa “rica” eder. “Ellerine sağlık” deyip masadan ayrılanlardan biri de “O”dur. Televizyon karşısındaki yerini alır. Arada eve dost ve arkadaşlar davet eder. Uykum geldi demesiyle yatağa gitmesi arasında en fazla beş dakika geçer.
İki kişinin de ortak noktaları sabah kalkıp, akşam yatmaları.
8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günümüz kutlu olsun…/8 Mart 2017
yesimengindeniz.com